10 Haziran 2015 Çarşamba

Sen de varsın ey hayat!



" Birisi camı açar ve birden haykırır;
  Sen de varsın ey hayat!
  Tıpkı ölüm gibi.. "

Turgut UYAR

Çürüdü gitti




" Rabbim..
  Gönlümdeki boşluğu sevdiğin baki şeylerle doldur.
  Ben ne koydumsa çürüdü gitti.. "


Nazan BEKİROĞLU

9 Haziran 2015 Salı

Candan dost



“Hassas yürekler taşıyoruz
Camdan, çatlayan, buğulanan, kırılan..
Candan dost aramamız bu yüzden
Camdan anlayan..”

Bir hayat, bir hayatın neresinde durur ?




" Yabancı bahçelerde büyümeye bırakılmış bir fidanın hikâyesini söylemeye kalkmışken,
   Nasıl da unutuyoruz bizi bir bahçeye bırakanın ansızın geri çağırabileceğini.
   Bu mezbelede ne kadar da gafilim.
   Üstelik bize sonsuzluğu en kuvvetle       hissettiren duygunun kendisi de gelip geçici.
   Ne acı!
Yekpareliği en fazla hissettirenin kendisi bin pâre.


Aşktan söz ediyorum.

Kendisini doğru okumayı bilenler için bir   kaza belâ içermese de yanlış okuma 
            Sahipleri için bu akıl çeldirici, gönül kırıcı şeyden.

  Ama doğru okuması da yok ki.

  Sakin, durgun ve masum bir gölün sathına bir taş düşercesine, düştüğünü biliyorum artık ilk taşın.
  Denge kırılması.
  Ne oluyor da hiçbir şey ilk anın   aydınlığında kalmıyor?

  Ne olur hata bir kez de beni haklı çıkartmasın.

  Hem de kendi ağzımla söylüyorum bütün bunları.
  Taşı karanlığa ben atıyor, ben geçip gidiyorum üzerinden kendi adımlarımla kırık taşların.
  Kimsenin benim yerime taş attığını ve konuştuğunu iddia edecek halde değilim.

  Gör ne haldeyim.

  Tanrım, nasıl bir çölüm şimdi ben ki her yağmur damlasını, daha bağrıma düşmeden, kurutuyorum.

  Elimin üzerindeki damarlarda ömrüm düğümleniyor.
  Şunun şurasında kaderler de iki parmak arasında.
  Tanrım, bu sayrılığı ben saldım, onu hiç hak etmeyenlerin başına.
  Konuşmaya cesaret verince, gece. 
  Söz, hiç dokunmaması gereken yere nasıl da dokununca, gündüz değil.

  Bu bir aldatmaca.

  Benim bu işin üstesinden gelmeyi başarmam gerek.
  Feda edilmesi gerekeni feda etmekten söz ediyorum.
  Üstelik bunu, gönül huzuru, ağız tadı, can sağlığıyla feda ettiğimde feda etmek de olmuyor adı.

  Benim bu işin üstesinden, can acısıyla, gönül kırıklığıyla, ağız acılığıyla gelmem gerek.

  Varlığını inkar ederek baş edemem tehlikeyle.

  Var olduğunu bile bile, göz göre göre görülmeli bu hesaplaşma.

  Ey rüzgâr!
  Hatırlıyor musun, bir keresinde yemenimin rengini merak ettindi.
  Senin estiğin yerdir diyerek düştümdü bu okyanus kıyısına.
  Oysa sen eserken ben dindimdi.
  Bu yüzden en kalınası zamanında dönüp vazgeçiyorum kumsalın ışığından.

  Çünkü çok usandım kendi aşkımda değil başkalarının aşkında sınanmaktan.
  Şimdi sen acıyı öğrendin.
  Yepyeni gözlerle bak şimdi bana.

  Çünkü ben hiçbir acıyı yenileyemesem de ve ağzımdan alışıldık kristallerden başka hiçbir sözcük dökülmese de kalbimin şu kırığı yok mu, işte o.

  Çok büyük bir şeyin ardından düşülen tehlikeli sessizlikteyim ben şimdi.
  Tehlike o ki, tehlikenin ta kendisinin farkında bile değilim.

  Hem kaybeden bir şey olduğumdan böyledir bu, hem kayıp bir şey olduğumdan.

  Susmuş bir yanardağ,
  Dinmiş bir rüzgâr,
  Sönmüş bir yıldız,

  Bir ırmak, yatağından sessizce nasıl kayabilir?

  Bir hayat kendisinin neresinde durur?
   Sorulması abes bir soru bu hâlâ.
  Bir ateş topu gelip de çarpınca,
  Tek bir soru kalıyor geriye:
  Bir hayat bir hayatın neresinde durur? "

Nazan BEKİROĞLU

Zamanın fazlası intihar



" Zaman her şeyin ilacıysa,
  fazlası intihara girmez mi? "

Oğuz ATAY

Uyumadan uyanman mümkün mü ?



   Oysa bilmez insan,
   Bahar, son da olsa öldürür ölümü.
   Hem uyumadan uyanman
   mümkün mü?

Her şeyi anlıyorum



" Her şeyi anlıyorum. Ve bu beni öldürecek. "

DOSTOYEVSKİ

Manidar Karikatürler • Uyanık



  " Bütün uyuyanları uyandırmaya, tek bir  uyanık yeter. "

Malcolm X

Gecenin ardına gündüz



Gecenin ardına gündüzü yaratana hamdolsun.

Manidar Karikatürler • Anlamak Kalbin İşidir



" İstediğin kadar zeka fışkırsın beyninden, anlamak halâ kalbin işi.. "

Tuğba SARIÜNAL

8 Haziran 2015 Pazartesi

Eskinin kepengi



" Daha mı iyi olur daha mı kötü bilmiyordu.
  Bir umut vardı gönlünde eksilmiyordu.
  Sonra kızıyordu kendine kınıyordu kendini
  Kapamak istiyordu içinde eskinin kepengini.
  Eski oldu diyelim ama neydi yeni,
  Ve nasıl eskitmeli eskimeyeni,
  Nasıl öldürmeli ölmeyeni ?.. "

Sezai KARAKOÇ

  

Gönül işi



"  Gönül işi, dünyalığa karışır mı hiç?          Karışırsa işin aslı bozulmaz mı? "

Saat sarkacı




 " Sallanıp durmaktayım.
   Bir saatin sarkacı
   Nasıl gidip geliyor gidip geliyorsa öyle.    Zaman benim işte, nesneleşiyor tüm anlar      Dursam ölürüm paramparça olur dünya ... "

Ahmet TELLİ

Manidar Karikatürler • Gözlerini Açmak





Zordur insanın gözlerini açması.
Acıtır bazen..

Dönüm noktası



"  Yağmur, sayrılığıma seninle derman düştü.
   Beynimin merkezine ölümsüz ferman düştü.
   Silindi hayalimden bütün efsûnu ömrün,
   Bir dönüm noktasında aklıma Rahman düştü."

           Nurullah GENÇ

Toprak





" Toprak...
  Âdemin yaradılış malzemesi.
  Uykuda olan ilk İnsanî yığın.
  Âdemde çiçeklenen, ruha kavuşan madde.
  Sonra Âdemin yücelerek terk ettiği, arkada bıraktığı, bir anı haline getirdiği veya bir anı haline getirilen, Âdemin kaderinde... "

Sezai KARAKOÇ

Manidar Karikatürler • Kurak Hayat & Sağanak Hayal




Kurak hayatların, sağanak hayalleri vardır...

Zehri şifa sanmışım



  " Söylemek istesem gönüldekini,
    Dilime dolanan ızdırap olur,
    Yazsaydım derdimin bir tekini,
    Ciltlere sığmayan bir kitap olur..

    Ah ne yaman çileli bir insanmışım,
    Sunulan her zehri şifa sanmışım,
    Ah ne aldanmışım,
    Aldanan gönülde aşk serap olur.. "

FUZÛLÎ

Gökyüzü gibi çocukluk


" Gökyüzü gibi bir şey bu çocukluk,
  Hiçbir yere gitmiyor... "

Edip CANSEVER

Denizin kalbi



" De bana.. 
Kim bulacak denizin kalbini?
Yeşimden oyulmuş ağaçlar kıyılarda
Kim bulacak kıyıların kalbini ?.. "

Edip CANSEVER

Göz-yaşı



Hiç düşündünüz mü,
acaba kaç göz-yaşına bastınız?

Ah nefsim!



Ah nefsim!
Anlamıyorsun hala, aldanırsın ahvaline böyle hiçlik mi olur
Çekmemişsin ayağını hala dünyadan, böyle ebediyet mi kurulur
Çok dalgalanmalar olur, çok çekişmeler yaşarsın da içinde
Hiç adım atmamışsın ki böyle çare mi bulunur?

Anlamıyorsun hala, Rahman'a dayanmadan rahmet mi olur
Gayret etmiyorsun ki, yaptığın işte bereket mi olur
Sen kaybetmişsen umudunu, ardındaki kervan yolunu nasıl bulur
Hiç yanmamışsın ki hasretle, kalbinde O'na özlem nasıl duyulur?

Hemen kavuşamazsın, önce emek sorulur sabır sorulur
Cennet değil burası bugün diktiğin ağaçtan yarın meyve mi olur?
Sen açmamışsan ufkunu, kapıların açılması nasıl umulur
Hep danışırsın da aklına, ruhun olmadan arşa yol mu bulunur?

Ah nefsim!
Anlamıyorsun değil mi hala, rüyası olmayan birinden Yusuf mu olur?

Nuh'un Gemisi



"Her çağda, şartlar ne kadar ağır ve umutsuz olursa olsun, inananlar için muhakkak bir Nuh'un Gemisi vardır."

Sezai KARAKOÇ