" Susmuş bir yanardağ. Küllenmiş bir ateş. Akmayan ırmak. Kokuşmuş su.
Söylesene, nerde kayboldun sen? Gülden hangi köşe başında vazgeçtin?
Ne zamandan beri başına bir kuş tüyü konduğunda ağzından burnundan kan boşanmaya başladı? Yaran o kadar mı derindi? Kolun kanadın nerde kırıldı?
Hangi kör düğümü, içinde bir ukde bile kalmadan kendi ellerinle boynuna attın? Sendeledin, düştün ve bir daha kalkamadın?
Sonsuz bir matlığın bu şehrin üzerine çöktüğünü ve bir daha kalkmayacağını ne zaman anladın?
Hak ile merhamet arasında ezilen her kibrin, ezenin kalbinde sonsuz üzeri sonsuz yeni bir kibir doğurduğunu hangi cehennem ağzında unuttun?
Söylesene, ağlamayı ne zaman unuttun? "
Nazan BEKİROĞLU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder